Tür: Dram / Romantik
Yönetmen: James Cameron
Senaryo: James Cameron
Yapım: 1997 , ABD
Oyuncular: Leonardo DiCaprio (Jack Dawson), Kate Winslet (Rose DeWitt Bukater), Bill Zane (Cal Hockley), Kathy Bates (Molly Brown), Frances Fisher (Ruth DeWitt Bukater)
Jack: Bu, Paris'le ilgili tek güzel şey değil. Orada kıyafetlerini çıkarmak için can atan bir sürü kız var...
Jack: Bayan nereye ?
Rose: Yıldızlara...
Jack: İyi, evet, bayan, yaparım... Demek istediğim burada, şu an ihtiyacım olan her şeye sahibim. Ciğerlerimde hava, biraz boş sayfa. Yani, sabahları uyanmayı seviyorum hiçbir şeyi bilmeyerek veya, kiminle buluşacağımı, nerede son bulacağımı... Daha dün gece bir köprünün altında uyuyordum ve şimdi burada dünyadaki en büyük gemide kaliteli insanlarla şampanya içiyorum. Hayatın bir hediye olduğunu keşfettim ve onu boşa harcamaya niyetim yok.
Gelecekle nasıl başa çıkacağını bilmiyorsun. Hayatı sana geldiği gibi öğrendin.Her günü sayarak...
Rose: Bana erkek gibi davranmasını öğret.
Jack: Ve erkek gibi tütün çiğnemesini...
Rose: Ve erkek gibi tükürmesini.
Jack: Ne? Bunu size okulu bitirirken öğretmediler mi ?
Rose: Seni seviyorum Jack.
Jack: Bunu yapma, bana veda etme.
Rose: Çok üşüdüm.
Jack: Dinle, Rose. Buradan kurtulacaksın, bir sürü çocuk doğuracaksın, ve onların büyümesini seyredeceksin. Sıcak yatağında yaşlı bir bayan gibi öleceksin. Fakat burada değil, bu gece değil. Bu şekilde değil, beni anlıyor musun ?
Rose: Vücüdumu hissetmiyorum.
Jack: Bu bileti kazanmak, başıma gelen en güzel şeydi Rose. Beni sana getirdi. Ve buna şükrediyorum, Rose, şükrediyorum. Bana bu şerefi bahşet, Rose. Bana söz ver hayatta kalacaksın. Ne olursa olsun pes etmeyeceksin, ne kadar umutsuz olsanda. Bana şimdi söz ver, ve asla sözünden dönme.
Rose: Söz veriyorum.
Jack: Sakın sözünden dönme.
Rose: Dönmeyeceğim. Dönmeyeceğim, Jack !!
Rose: Merhaba Jack. Fikrimi değiştirdim. Burada olmaman gerektiğini sölemişlerdi.
Jack: Şşş... Elini ver bana. Şimdi gözlerini kapat, haydi! Yukarı çık. Şimdi korkuluklara tutun. Gözlerini kapalı tut, sakın gözetleme.
Rose: Yapamıyorum...
Jack: Korkuluğa çık. Dur, dur! Gözlerini kapalı tut. Bana güveniyor musun ?
Rose: Sana güveniyorum...
Jack: Tamam şimdi gözlerini aç.
Rose: Uçuyorum Jack !!
Rose: 1500 insan denize gömüldü Titanic battığında. 20 tane kurtarma botu vardı, ve sadece bir tanesi geri dönebildi. Bir.. Bende dahil 6 kişi sudan kurtulduk.1500 kişiden 6 kişi... 700 kişi botlara binemedi... Ölmeyi beklemek, yaşamak için beklemek, günahlarının bağışlanmasını beklemek, bir daha asla gelmeyecek olanı...
Tür: Dram / Aksiyon
Yönetmen: Quentin Tarantino
Senaryo: Quentin Tarantino , Roger Avary
Yapım: 1994 , ABD
Oyuncular: John Travolta ( Vincent Vega ) , Samuel L. Jackson ( Jules Winnfield ) , Uma Thurman ( Mia Wallace ) , Harvey Keitel ( Winston Wolf / The Wolf ) , Tim Roth ( Pumpkin ) , Amanda Plummer ( Honey Bunny ) , Ving Rhames ( Marsellus Wallace ) , Rosanna Arquette ( Jody ) , Christopher Walken ( Captain Koons ) , Bruce Willis ( Butch Coolidge )
Jules: Eğer yanıtlarım seni korkutuyorsa, o zaman korkutucu sorular sormaktan vazgeçmelisin.
Marsellus Wallace: Dövüş gecesi biraz sızın olabilir... İşte o sızı, seninle kafa bulacak olan gururundur.
Mia: Bundan nefret etmiyor musun?
Vincent: Neden?
Mia: Bu huzursuz edici suskunluktan. Sence neden kendimizi rahatsız etmek için sürekli zırvalamak zorundayız?
Vincent: Bilmiyorum... Gerçekten güzel bir soru.
Mia: Bunu özel biriyle birlikte olduğunda hissediyorsun. Oysa kahrolasıca çeneni bir dakika kapatıp sessizliği paylaşabilirsin.
Jules: Hassiktir!
Vincent: Adamım Marvin'in kafasını uçurdum!
Jules: Lanet olsun! Niye yaptın bu boku!
Vincent: İsteyerek olmadı, silah kazara ateş aldı.
Jules: Zamanında manyakça çok şey gördüm, ama bu...
Vincent: Bak onun bunun çocuğunu vurmak gibi bir niyetim yoktu, herhalde bir tümseğin üstünden falan geçtin.
Jules: Araba soktuğum tümseğine falan girmedi, tamam mı!?
Vincent: Buna inanamıyorum.
Jules: inansan iyi olur orospu çocuğu!
Fabianne: Bu motoru nereden buldun?
Butch: Bu motor değil bebeğim, bu bir chopper.
Fabianne: Honda'ma ne oldu?
Butch: Üzgünüm bebeğim, Honda ile kaza yaptım, hadi gidelim.
Fabianne= Butch, bu kimin motoru?
Butch= Bu motor değil bebeğim, bu bir chopper.
Fabianne: Peki kimin chopperi bu?
Butch: Zed'in
Fabianne= Zed kim?
Butch= Zed öldü bebeğim, Zed öldu.
Vincent= Dostum domuzlu sandiviçi denemelisin.
Jules= Ben domuz yemem, domuz kendi pisliğini yer.
Vincent= Ne olmuş, köpek de kendi pisliğini yer.
Jules= Ben köpekde yemem.
Jules: Şimdi poşete uzanıp içinden cüzdanımı bulmanı istiyorum.
Pumpkin: Hangisi senin ?
Jules: Üzerinde ''Adi Orospu Çocuğu'' yazan... Cüzdanı aç. Parayı çıkar... Say ne kadar para var.
Pumpkin: Yaklaşık 1500 dolar.
Jules: Tamam, parayı cebine koy.Artık senindir.
Vincent: Jules siktiğimin hırsızına 1500 dolar verirsen prensip olarak onu vurmam gerekir...
Jules: Bu parayı ona vermiyorum Vincent. Paramla bir şey satın alıyorum. Ne satın aldıgımı bilmek ister misin, ringo?
Pumpkin: Ne ?
Jules: Hayatlarınızı... Böylece sizi öldürmek zorunda kalmayacağım...
Tür: Dram
Yönetmen: Yavuz Turgul
Senaryo: Yavuz Turgul
Yapım: 1996 , Türkiye
Oyuncular: Şener Şen ( Baran ) , Uğur Yücel ( Cumali ) , Sermin Şen ( Keje ) , Yeşim Salkım ( Emel ) , Kamuran Usluer ( Berfo ) , Ülkü Duru ( Emel'in annesi ) , Özkan Uğur ( Sedat )
Eşkiya: Ceran ana sen misin ?
Ceran Ana=:He, sen kimsın ?
Eşkiya: Ben Baran'ım
Ceran Ana: Baran...Eşkiya.
Eşkiya: Niye silah taşıyorsun? Düşmanın mı vardır ?
Cumali: Burası İstanbul. Düşmanın olması gerekmez. Ne zaman ne olacağı belli olmaz.
Eşkiya: Bu şehir hapishane Cumali. Nefes alamıyorum. Hayvan ölüsü gibi kokuyor. Koğuşlarda öyle kokardı.
Çocuk: Eşkiya nedir?
Eşkiya: Yol kesen, haraç alan, dağlarda yaşayan...Yani senin benim gibi insan oğlu.
Berfo: Demek sen benim yaptıklarıma ihanet diyorsun ha? İyi, peki öyle olsun.
Şimdi ben sana şöyle desem; ben bunları yaptım, çünkü aşıktım ben, yani vurulmuştum, ölüyordum aşkımdan! Bunun üzerine kim bana ne diyebilir ha? İhanetmi? Aşkım için yaptım ulan! Ahlaksızlık mı? Evet yaptım.Ben en yakın arkadaşımı seni, jandarmaya ihbar etmiş adamım.Sen yapabilir miydin benim yaptığımı? Ha? En sevgili arkadaşına ihanet edebilir miydin? Onu jandarmaya ihbar edebilir miydin? Arkadaşının altınlarını çalabilir miydin? O altınlarla arkadaşının sevdiği kadını anasından babasından satın alabilir miydin? Arkadaşını ölüme gönderebilir miydin? Ama ben yaptım. Aşkım için!... Şimdi söyle bana; hangimizin aşkı Keje'ye daha büyük ha? Hangimizin? Hangimiz Keje için bu kadar günaha girmeyi göze alabildik? Ben bu aşk için cehennemde yanmaya hazırım. Ya sen?
Eşkiya: Beni hapiste vurdular Keje ölmedim. Hastalandım, bir ciğerimi orada bıraktım gene ölmedim.Çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim. Yaşadım, seni bir kez daha görebilmek için yaşadım... Şimdi bana dediler ki; kimse sesini duyamıyormuş...
Susmuşsun... Benimle de konuşmayacak mısın keje? Sesini duyamayacak mıyım..?
Eşkiya: Dağlardayken geceleri bin bir haşerenin, kurdun sesini duyarsın. Yatardım bir kayanın üstüne ve gökyüzünü seyrederdim. Yıldızları... Seni düşünürdüm. Sonra bir yıldız kayardı ve derdim ki işte bir eşkiya daha ölmüştür.
Cumali: Ben şimdi cehenneme gidicem demi?
Eşkiya: Kimin nere gittiğini kim bilir...
Cumali: Hani senin memlekete gidicektik? Hani dağlara çıkıcaktık? Çok korkuyorum Eşkiya beni bırakma, çok korkuyorum, çok...
Eşkiya: Korkma sadece toprağa gideceksin. Sonra toprak olacaksın. Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin. Oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki... Belki o arı ben olacam...
Berfo: Hayatın sevda karşısında ne önemi var...
Eşkiya: Bir gün... Dağda bir kurtla burun buruna geldim. Tüfeğimi doğrulttum hemen... O da hırlamaya başladı... Dedimki kendi kendime; ''Birazdan ikimizden biri yok olup gidecek''. Kimin gücü kime yeterse... Haydi git sen daha çok gençsin. Yazıktır sana.
Eşkiya: Geliyorum eşkiyalar... Geliyorum, Keje.